28 Eylül 2010 Salı

Cold Water (Damien Rice)

Mektuplarımı zamanında atabilirsem çok memnun olucam ama yaklaşık bir aydır Amerika'ya, Urfa'ya, oraya buraya atacak bir sürü mektubum birikti. Sahafları dolaşıp bunu da atarım zarfın içine diyorum, Amerikan üniversitelerinin herkese gönderip 'siz özelsiniz' dediği broşürlere iki kez bakıyorum belki enteresan bir şey vardır o da girer zarfın içine diye. Bu aralar yine kendimleyim, Damien Rice dinleyip halime üzülüyorum, sonra bakıyorum ertesi gün derste karanlık odaya girmişiz yine mutluyum.
Aslında bu aralar çok şey düşünüyorum, günler çabuk geçiyor. Yine kafam dolu geziyorum, bir olayın ortasında o an kaybolmak istiyorum ya da bir anda odadan çıkmak istiyorum, ama kimse gelmesin peşimden beni bana bıraksınlar.

Güzel fotoğraflar çekeyim, ne kadar kural varsa hiçbirine uymasın çünkü benim beceriksizliğim olsun o, ama yine güzel çıksın istiyorum kareler. Sonra birileri gelsin, karşıma otursun mutfak masasında birer çay içelim. Ben örgü örmeyi öğreneyim bu kış, güzel günaydın mesajları alayım, annem olmadan kekler pişireyim, lezzetli olsun ama.

İstiyorum ki yeni insanlar gelsin, sohbet etmeye hani.

Hiç yorum yok: