1 Ağustos 2010 Pazar

Blessed (Simon and Garfunkel)

Birkaç gün önce Teoman Amca'nın Kadıköy'deki ufacık dükkanına tamire götürmüştük pikabımızı. Hani şu bozuk olmasından çok şikayet ettiğim. Hemen tamir edemeyebilirim dedi adam, tamam dedik, numaramızı bıraktık çıktık. Dün babam aradı öğleden sonra, pikap tamir edilmiş ama tek başıma gidip alamam, senle gideriz pazartesi günü dedi, olur dedim, acelesi yok nasılsa.

Eve geldiğimde radyodan haber dinliyordu annemle babam. Sonra ben elimi yıkamaya gittim, hava da çok sıcaktı, yüzüme su çarptım. Sonra içeriden müzik çalmaya başladı. Annem gülüyordu, babam sus sus diyordu anneme.
İçeri koştum, salonda çalan pikabı, kenarında yanan ufak sarı lambasını ve pikabı koklayan kediyi gördüm.
Oturduk başına biraz Rod Stewart dinledik. Yavaş birşeyler aç dedi babam, Sounds of Silence'ı koydum. Birlikte söyledik şarkıların bir kısmını, ben cızırdayan plaklara hayranlıkla baktım, "bunca yıldır bu aleti sehpa niyetine dekoratif olarak kullanan aklınıza şaşayım" dedim, babam kahkaha attı. Love Over Gold'u taktım sonra, salonda o döndü biraz.

Bilmiyorum biliyor musunuz ama, iğneyi plağın kenarına bıraktıktan sonra, şarkı başlamadan önce boşluktan çıkan o cısırcısır sesi çok güzel çok huzurlu.

2 yorum:

pipe dreams dedi ki...

Öyle kıskandım ki..
Mutlu mutlu dinleyin

Fermium dedi ki...

biliyoruum, cok guzel ooo!!