19 Ekim 2009 Pazartesi

Romeo and Juliet (Dire Straits)

Az sonra söyleyeceklerim "ruh eşlerinin" varlığına inananlar için üzücü olabilir.

Şöyle bir hesap yaptım: Eğer gerçekten bir insanın bir ruh eşi varsa, o insan ruh eşini bulamadıysa ve başka birileriyle birlikteyse, o zaman dünyanın bir yerinde onun ruh eşi de vaktini başkalarıyla harcıyor demektir.

Buradan da şu sonuç çıkıyor: Eğer sadece ve sadece bir kişi bile ruh eşi değil de başka birileriyleyse, o zaman dünyadaki tüm ruh eşi dengesi bozuluyor; çünkü ruh eşini bulamayanlar, ruh eşini bulamayan başka insanlarla birlikte olup onların da ruh eşlerini bulmalarını engelliyorlar.

Karışık oldu ama bence buraya kadar anladınız.

O zaman devam edelim: Demek ki ruh eşlerimizi aramaktan vazgeçeceğiz çünkü nasılsa düzeni bozan bir çift milyonlarca çiftin yanlış insanla bir hayat geçirmesine neden oluyor.

Bir diğer alternatif de aslında ruh eşi kavramının aslında tamamıyla geçersiz bir kavram olması.
Bu konuda ise çok değerli arkadaşlarla yaptığımız bir konuşma sonucu her şeyi (ama her şeyi!) yanlış anladığımız sonucuna vardık.

'O' kavramını çok yanlış anlıyoruz. Kimse için 'O' diye biri yok, sen başka insanlarla birlikte yaratıyorsun 'o' kişiyi. Hatalara tahammül edebiliyorsun, kötü huylara göz yumuyorsun, birbirinin eksiklerini tamamlıyorsun ve iki kişi de mükemmellikten çok uzak olsa bile o herkesin hayalini kurduğu, "sadece filmlerde olan" mükemmel çifti oluşturuyorsun.

Düşününce zor değil.
Sanırım sadece sonuçsuz arayışlardaki seçicilik konusunda daha dikkatli davranmak lazım.

Hiç yorum yok: