7 Ekim 2009 Çarşamba

All That Matters (Mark Knopfler)

Arnavutköy'e inen ağaçlı yolda yürürken kafamda hep aynı şarkılar var. Aynı melodileri mırıldanıyorum ve aynı ufak patikada yürürken, ağaçların nasıl da değiştiklerine hayret ediyorum.

Çantamdaki kitaplarımın ağırlığını hissediyorum. Hafif yalpalayarak indiğim yokuş, merdivenleri biraz geçtikten sonraki su şırıltısı, etrafta öten kuşlar bir süreliğine nerede olduğumu unutturuyor işte. Halbuki ben o yolu defalarca kullanmıştım. Nerede ne göreceğimi ezberlemiş, duvardaki mozaikten marangozhanenin sapağına kadar her yeri öğrenmiştim. Ben ne de olsa aynı yolu defalarca kullanmıştım.

Bu sırada en basit gerçeği bile göremiyorum aslında. En sıradan, en klişe. En basit gerçek işte.

Aradan geçen yazın ardından, aradan geçen senelerin ardından o yolun aynı olmadığıyla yüzleşemiyorum. Değiştiğimi, eskisinden farklı olduğumu kabullenemiyorum.

Hava karanlıkken, soğukken, yağmurluyken, güneşli ve sıcakken, tam bir bahar havasıyken, rüzgarlıyken, tatilken, değilken çok indim ben o yokuştan. Ve anca bugün fark edebildim aslında her şeyin eskisinden çok farklı olarak değiştiğini. Neden, onu ben de bilmiyorum.

Ama insan hep öyle değil mi zaten? Birşeyler yapıyorsun, insanlara birşeyler söylüyorsun ve ne demek istediğinden kendin bile emin değilsin. Önce kendini anlasan, belki anlatması daha kolay olacak, ama sen onu bile yapamıyorsun.

Bir yerde çok acizsin aslında.
Değiştiğini bile fark edemiyorsun.

Bundan iki sene önce Arnavutköy'de seni bekleyen insan veya insanlara giderken düşündüklerinin, bugün kafanı kurcalayanlardan çok farklı olduğunu göremiyorsun. Bir türlü kurtulamadığın geçmişinden kurtulmaya çalışmıyorsun belki de.

Ve hiçbir zaman aynı olmayan sen, hiçbir zaman aynı olmayan o yokuştan inerken "Değişmişim" diyebiliyorsun sadece. "Değiştim" bile değil. Sanki her şey senin bilincin dışında gerçekleşmiş de sen en sonunda aynaya bakıp anlayabilmişsin gibi.


Arnavutköy'e inen ağaçlı yolda yürürken kafamda hep aynı şarkılar var. Aynı melodileri mırıldanıyorum ve aynı ufak patikada yürürken, ağaçların nasıl da değiştiklerine hayret ediyorum.
Kendime hayret ediyorum.

Melodiler aynı kalsa da, aslında şarkıların çok farklılaştıklarını da yeni yeni öğreniyorum.


1 yorum:

Fermium dedi ki...

bisey demek istedim ama diyemedim