12 Aralık 2009 Cumartesi

Only Happy When It Rains (Garbage)

İki gündür şemsiyesizliğimden (yada rüzgarın beni şemsiyesiz bırakmasından) sırılsıklam oluyorum.

Cuma günkü odyssey'imizde ıslandık, taksicilere küfrettik, ıslandık, rüzgarda dönen şemsiyemizi kurtarmaya çalıştık, ıslandık, yürüdük, ıslandık, arabaların sıçrattığı sularda yıkandık ve ıslandık.

Hey siz! Yağmurda araba kullanan dikkatsiz sürücüler, size sesleniyorum. Kaldırım yakınında genelde su birikintileri oluyor, siz de son sürat onların içine doğru dalınca kaldırımdaki yayalara su sıçrıyor. Şey, pek zor değildi aslında düşünebilmesi.
Ama şu son iki gündür kulağımın içine kadar su girmesine neden oldunuz.
İçten teşekkürlerimi sunuyorum.

Bugün yine ıslatıldım ve ıslandım.
Ve büfelerin kepenklerinden aşağı düşen damlacıklar sev mi yo rum.

Yağmur güzeldir, ama "inşaat halindeki İstanbul"da hiç zevkli değil.
Kadıköy'de gene sökmüşler bütün kaldırımları, her tarafım çamur oldu. Sanki ıslak olmak yetmiyomuş gibi bi de.

Olsun ama, yağmur ve yağmurda eriyen uyduruk kese kağıdından kestane yemek de güzel.
Şemsiyeyle birlikte uçacakmış hissine kapılmak da.
Saçlarından sular damlarken arkadaşlarına sarılmak da.
Güzel işte hepsi.

Hiç yorum yok: