5 Mayıs 2010 Çarşamba

Imagine (John Lennon)

Bazı konularda fazla hassasım.
Bu inkar edebileceğim bir durum değil. Bana gelip homoseksüellik hastalıktır ya da İkinci Dünya Savaşı'nda öldürülen Yahudilere üzülmüyorum derseniz, kendimi tutamam.
Yıllar yılı hep birileriyle tartıştım bu konular yüzünden. Faşistliğe giden aşırı milliyetçilikleriyle insanlar beni deli ettikçe, ben de kendimi kaybettim, sinirime asla hakim olamadım.
Yanlış düşünüyorsunuz dedim onlara, nasıl böyle düşünebilirsiniz ki? Karşıma kişisel görüşüyle çıkıp neyi değiştirecek ki benim böyle düşünmem diye konuşan insanları asla anlamadım. İçinde yaşadıkları, nefret suçları işleyen, ayrımcılık yapan toplumun onlar gibi bireylerden oluştuğunu ve onların da düşüncelerinin önemli olduğunu asla anlatamadım onlara.
İşte bu yüzden, yıllar yılı, hep tartıştım. Hep kendini tüketen ben oldum, çünkü içimde her zaman şu inanca sahiptim: Eğer bir kişinin düşüncesini iyi yönde değiştirebilirseniz, o da başkalarını etkiler.
Ve halka devam eder.
Asla bireylerin gücünü küçümsemedim ve küçümseyemem de. Toplumların bütününü değiştirmek amacını (hayalini demek daha doğru olacaktır) güdüyorsanız eğer; bir yerlerde ufak da olsa bir fark yaratmak istiyorsanız, milyonlardan başlayamazsınız. Önce bir, sonra on, sonra da belki elli olur etkilediklerinizin sayısı.
İnsanların kafasına sadece üstüne düşünebilecek bir şey yerleştirseniz bile, başarabilmişsinizdir.


Benim derdim hep bu oldu.
Hep bu yüzden sesim yükseldi, hep bu yüzden kendimi kaybettim tartışmalarda. İnsanlar bana deli gözüyle baktılar, çünkü onlar için her şeyi fazla abartıyordum. Saatler boyunca aynı konuda tartışmam anlamsızdı, çünkü hiçbir şey değişmeyecekti.
Ben yine de umudumu kaybetmedim.
Hala söylediklerimi duyup kafasında birtakım şeyleri yerli yerine oturtan, kendine yeni sorular sormaya başlayan, düşündüklerini gözden geçiren insanlar olduğu umuduna sahibim. Bir toplumu tek gecede (hatta on yılda bile) değiştiremezseniz. Kalabalıkları ikna etmek zaten benim işim değil. Ama yanımdaki adam en ilkel, en basit düşünce biçimiyle "kendisi" gibi olmayanı ötekileştiriyorsa, dışlıyorsa, yok sayıyorsa, üzgünüm ama kendimi tutmam mümkün değil.
Bazılarınız hala beni anlamıyorsunuz, biliyorum. Boşuna çaba gösterdiğimi düşünenlerinizin sayısı oldukça fazla. Ama ben nedenini bilmediğimiz savaşların, takibini kaybettiğimiz politik mücadelelerin gölgesinde geçen bir gelecek istemiyorum. O geleceği yaşayacak olduğumuz gerçeğine rağmen, istemiyorum.


Birileriyle tartışıyorum, çünkü herkes olaylara başka açılardan bakabilir.
Benim üstüme düşen ve elimden gelen bu.




sanırım daha klasik bir başlık bulamazdım, ama en çok içime bu sindi.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

+1.

pipe dreams dedi ki...

Keşke daha çok insan bunları yapabilicek sabra sahip olsa.
Hatta daha iyisi: keşke daha çok insan çevresini algılayabilip davranışlarını gözden geçirse.

Keşke biraz daha insan olabilsek..
Belki o zaman, maymunlardan bir farkımız gerçekten olurdu.

Gördün mü Angie, bir ve şimdi iki.
:)