19 Ocak 2010 Salı

Sarı Gelin ( )

Çok net hatırlıyorum 3 sene öncesini. Dersaneden çıkmıştım, annemler beni almaya gelmişlerdi. Arabaya coşkulu bir merhabayla girip susturulmuştum, radyoda ne zaman önemli bir olay geçse hep susturulurdum zaten. Bozulmuştum aslında biraz da. O akşam sohbet edesim, neşelenesim vardı.
Noldu diye sordum.
Şşş.. dedi babam bana.
Ben de onlarla birlikte radyoyu dinlemeye başladım.
Hrant Dink'ten söz ediyorlardı, Agos Gazetesi'nden, cinayetten, Ermeni olmasından ve kaçan katilinden.
Hrant Dink kim bilmiyordum doğrusu.
Bugün Mahavishnu da onu söyledi; kim olduğunu ancak öldürüldükten sonra öğrendik. Çok acı değil mi?

Sonraki günleri Ogün Samast'ın yakalanması haberleriyle geçirdim. Dersanedeki hocalar aralarında ne kadar genç olduğundan bahsediyorlardı. Kaç yaşındaydı ki? 17? 18?
Adli tıp raporundan sonra yaşının "küçük" olduğunu kesinleşince bir anda O.S olmuştu Ogün Samast. O.S jandarma karakolunda kahramanca pozlar da vermişti. O.S krallar gibi ağırlanmış, hep el üstünde tutulmuştu.
Neden?
Bir Ermeni yazarı öldürdüğü için.

Üzerinden üç yıl geçmiş, fark edememişim zamanın ne kadar çabuk aktığını.
Aklımdan tarihler uçup gitmiş olsa da, Hrant Dink'in yazdıklarını, onun hakkında söylenenleri hala hatırlıyorum.
Ve en üzücüsü, en yaralayıcısı olan "güvercin tedirginliği" yazısını hatırlıyorum, ölümünden birkaç gün sonra okumuştum. Şöyle diyordu:

"Muhtemelen 2007 benim açımdan daha da zor bir yıl olacak.
Yargılanmalar sürecek, yeniler başlayacak. Kimbilir daha ne gibi haksızlıklarla karşı karşıya kalacağım?
Ama tüm bunlar olurken şu gerçeği de tek güvencem sayacağım.
Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz.
Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler.
Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce."

10 Ocak 2007, Agos Gazetesi



Bu seneki yürüyüş bildirilerinde "Hrant bize her şeyden önce onurlu bir kardeşlik ideali bıraktı" denilmiş. Tek umudum bir gün, bir yerde, bu bahsedilen kardeşlik idealinin bir idealden çok gerçek olduğunu görmek.
Tek umudum gerçekten bu.

2 yorum:

Mahavishnu dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Mahavishnu dedi ki...

Bu sene Hrant ile ilgili bir şey yazamadım hiçbir yerde. Yazmak, konuşmak önemli tabii ama ne Rakel Dink in acısını, ne de benim bu topraklara karşı güvensizliğimi dindiriyor artık.

Hrant hala Agos önünde yatıyor, birileri hala katilleri kolluyor işte. Ne değişti?

Güvercinler pek konmuyor artık avlulara sadece.

Rakel Dink "Yaşamak cesaret ister"
demişti üç yıl önce. Biz cesuruz cesur olmasına da, namussuzlar daha cesur ve daha utanmazlar. Virüs gibi yayılıyorlar memleketime.
Bu topraklarda insafsızlık, cahillik kollanıyor artık.

Ve bunu bile bile, hiç bir şey yapamamak... Vicdanlı insanları asıl öldüren şey,

kurşunlar değil, çaresizlik.