İki gün önce okuldaki bir dokuzuncu sınıfın (94lü) arkadaşının "Bende reflü var" demesi üzerine "Reflü mü o ne be? Haha röfle gibi" diye cevap vermesine açıkçası tahammül edemedim. Kıza cevap vermedim, arkasından bağırmadım veya herangi bir şekilde tepki göstermedim. Ama etrafımdaki insanlara anlamlı bakışlar attım, gözlerimi devirdim ve çok içimden gelerek "Salak." dedim.
Doğrusu, "salak" sıfatını herkese yakıştırmam. Bazen ağız alışkanlığı, öylesine salak desem de çok içten söylediğim "salak"lar fazlasıyla nadirdir. Ama üzgünüm, bu kıza bu yakıştırmayı yapmak zorundaydım.
Benim derdim reflüyü bilmemesi değil.
Benim derdim saç bakımıyla ve röfleyle ilgilenmemesi de değil.
Benim derdim, birbirinden tamamıyla alakasız iki konuyu "salakça" bir espride birleştirmesi.
Reflü, gayet ciddi bir sağlık sorunudur.
Röfle, kadınların daha çekici gözükmek, daha mutlu hissetmek için yaptırdıkları bir saç boyama şeyidir.
Ve aralarındaki bu ses benzerliği üzerinde "reflü röfle" diye bir espri yapmak, o insanın cidden sığ olduğunu gösterir.
Eminim siz de böyle insanlarla karşılaşıyorsunuzdur ve gözlerinizi devirerek yada "O neydi öyle?!" diyerek yanlarından geçiyorsunuzdur. Böyle bir şeyle karşılaştıktan sonra tepki süreniz ne oluyor? Ne kadar bu anlamsız karaktere kızgın kalmaya devam edebiliyorsunuz?
Herkesten herşeyi bilmesini asla beklemedim.
Hele o kızdan zaten beklemiyordum.
Burada verdiğim örnek de çok daha genel olarak kızdığım bir konuya bir atıftı sadece.
İnsanların benmerkezciliğinden ve bunun sonucunda kendileriyle alakası olmayan "diğer unsurlardan" uzak kalışlarından nefret ediyorum.
İşte söyledim.
Nefret ediyorum.
Evet, giyimine özen gösteren biriyim ve alışveriş yapmaktan da zevk alırım.
Ama bu benim dünyanın geri kalanından kendimi soyutladığım anlamına da gelmiyor.
Mango'daki bluzun fiyatını bilirken İran'ın nükleer füze denemelerini de bilebilirsin.
Hiçbir şey, hiçbir şeye engel değil. Sadece çaba göstermek gerekiyor.
Dediğim gibi, herkesin kültürlü ve bilgili olmasını asla beklemedim, bekleyemem.
Bir türlü kabul edemediğim tek şey, insanların bu sığlıklarını daha da sığ cümleler kullanarak kapatmaya çalışmaları.
O kız bilmediği şey hakkında gülüp eğlenmeseydi, bu bilgisizliğini yok saymasaydı eğer, ona saygı duyardım.
Üzgünüm, marka kıyafetleri içinde, ufak babetleri, renkli taçları ve rujlu dudaklarıyla beraber cahilliklerini ve sığlıklarını etrafa saçan kızlardan hoşlanmıyorum.
3 yorum:
ben de katılıyorum
yakınımdaki insanların yapmacıklaşması son zamanlarda biraz moralimi bozuyo ama...
of
çok güzel bir yazı olmuş:D:D
düşüncelerimi birebire ifade etmişsin:(
**ırmak;)**
"Üzgünüm, marka kıyafetleri içinde, ufak babetleri, renkli taçları ve rujlu dudaklarıyla beraber cahilliklerini ve sığlıklarını etrafa saçan kızlardan hoşlanmıyorum."
Ben de ben de!!!
Ayrıca yazıda "Benmerkezci diyim de bencil yerine entel gözükiyim" endişesi gördüm :P
son olarak bana günde 34903 kez falan salak diyosunuz sayın enci.
sana söylediğim o 34903 salak'ın hiçbir anlam ifade etmediğini özellikle belirttim hani.
"Doğrusu, "salak" sıfatını herkese yakıştırmam. Bazen ağız alışkanlığı, öylesine salak desem de çok içten söylediğim "salak"lar fazlasıyla nadirdir."
ayrıca bencil ve benmerkezci arasında benim gözümde şöyle bi fark var: bencil insanlar hep kendilerini öne atarlar, ama benmerkezciler başkalarını çiğneyip ezip geçip kendilerini öne atarlar.
benmerkezciler sürekli kendilerinden bahsederler mesela.
belki sözlük tanımında böyle bi ayrım yok (ama aslında var: egoist ve egocentric diye iki farklı kelime var ingilizcede) en azından ben böyle kullanıyorum.
Yorum Gönder