İki sene önce Kadıköy'de, o zamanlar sokakların nereye çıktığını bile bilmezdim, Kadıköy Anadolu lisesinin olduğu sokaktan aşağı doğru iniyorduk. Solda, yan yana sıralanmış, özelliksiz bir sürü apartman vardı. Yere bakarak yürüyorduk, neden bilmem. Sonra yerde duran kartpostalı fark ettik. Hiç önemsemeden üstüne basan yüzlerce ayağın izleri birbirine karışmıştı. Farklı insanlar ve farklı ayakkabılar bakmadan geçmişlerdi.
Biz durduk.
Yanımda Fermi ve Derin vardı. İkisini de uzun zamandır görmedim.
Durduk, kartpostalı yerden aldık.
Başkası olsa, onu yerden alır mıydı acaba diye çok düşündüm sonra. Nolurdu o kartpostala? Yağmur sularıyla mı erirdi? Birileri çöpe mi atardı? Kaldırıma mı karışırdı?
Biz merakımıza yenilmiştik. Kartpostalı yerden almış, yüzsüz yüzsüz okumuştuk bi de. Başkasının mektuplarını okuyan saplantılı insanlar olmuştuk birden. Kartı Almanya'dan atmışlardı, tarih yeniydi. Dayanamadık, adrese baktık.
O sokaktaki evlerden birineydi.
Telaşlandık, gülüştük, aranmaya başladık.
Apartmanı bulduğumuzda zili Fermi çaldı.
Bundan sonrasını pek net hatırlamıyorum. Ama giriş katında bir kapı açıldığını hatırlıyorum. Kadın elimizde kartla bizi görünce şaşırmıştı önce, sonra da apartman kapısını açmıştı bize. "Kart size gelmiş" gibi bir açıklama yaptık. Kadın bize gülümsedi, sonra da kartın Almanya'daki yeğeninden geldiğini söyledi.
O çok acayip bi mutluluktu. Hani öyle kolay kolay duymayacağınız türden bir mutluluk. Garipti, farklıydı, ama çok güzeldi işte. Şimdi geriye dönüp bakınca kapıyı çalmadan önce ne düşündük, neden o kartı yerde bırakıp gitmedik bilmiyorum. Umursamasak da olurdu. Okuyup bir yere atabilirdik, üstünden bir kez de biz geçebilirdik. En iyi ihtimalle kartı alıp kenara koyardık, ama biz yerimizde duramadık işte.
Sanırım içimizde bir yerlerde hepimiz biraz Amelie olmak istiyorduk o yüzden.
4 yorum:
Demek ki oluyormuş Angie. Kartpostalların aynı eski kitaplar gibi ne kadar hayat barındırdığını bilmeyen insanlar(foollar) varmış demek ki. Anlatacak, hatırlatacak bir çok güzellik duruyor kenarda..ve onları taslaklarda eskitmek biraz kartpostalı yerden almayıp geçmeye benziyor sanki..
bir ara amelie yi izlemem de farz oldu artık=)
Herkesin yaptığı şey doğru olmaz ki.
Sırf onlar basıp geçiyor diye, kaale almamak mı doğru?
Bence o kartı eğilip aldığın gün fark etmeden çok büyük bir iş yaptın aslında. Herkesin korktuğunu yaptın, bir tek sen yaptın, ama doğru yaptın.
Para görseler alırlardı ama.
uzun bir süreden sonra böyle bir yazı iyi geldi sanırım:)
dontcopy'ye fikir verdiği için teşekkür ederim!
akmara gitmek istiyorum sirf kitap arasindan bisey ciksin diye hihi evet
naber
Yorum Gönder